8 Ocak 2009 Perşembe

Tabutta Rövaşata


Mahsun, falakadan şişmiş ayaklarıyla yeraltından çıkıp yeryüzü dünyasına karışır her sabah. BMW'yi çalmamıştır, otomobil çalmaz Mahsun, sizin yaşamınızdan bir gecelik rahatlık çalar. Otomobilinizin rahat koltuğunu çalar, geceleri dolaştığınız şehrin aydınlığını çalar.

Bir kadın sever Mahsun. bir şilep geçer kadının gözlerinden, eroin dolaşır damarlarında, kadının saçları dolaşır Mahsunun aklına. bir tekne batar sevdiğinin yüzüne dokununca. hergün bir düş batar Mahsunun denizinde, hergün yeni bir düşe inanır Mahsun inatla, yaşama inandığı için...

DVD nin arkasında aynen böyle yazmaktaydı Derviş Zaim'in yönetmenliğini yaptığı, başrolde Ahmet Uğurlu, Tuncel Kurtiz ve Ayşen Aydemir'in yer aldığı, müziklerini baba zula ve yansımaların yaptığı 96 yapımı film hakkında. Sabah erken kalkmanın verdiği enerji ile filmi izlemeye başladım. Kaybedenlerin, dar sokakta sofra kurup birşeyler yiyen içen insanların hikayelerini.

Film ismi gibi insanların daracık dünyalarında kısıtlı imkanlarında birşeyler yapmaya çabalamalarını kısacası tabutta nası rövaşata atmaya çalıştıklarını göstermektedir. Bir Mahsun (Ahmet Uğurlu) var filmde, kah inşaatta yatacak kah balıkçı teknelerinde kah osmanlı döneminden kalma topların içinde. Herzaman kafası biraz güzel olacak. İçtiği içkiden mi yoksa öyle yaşamak istediğinden mi anlayamayacaksınız. İnsan sıfatını yakıştıramayacağınız birinin insanlığını nasıl kaybetmediğini göreceksiniz. Geceleri araba çalacak Mahsun, ama sadece gecenin soğuğundan kaçabilmek az da olsa yolların hayatına özgürlük katmasını sağlaması için. Ve bir gün bir kadından hoşlanacak Mahsun, birçok arkadaşı olan ve uyuşturucu bağımlısı bir kadın. Onu tüm kötü halleriyle kabul edecek...

Çıkma ekmek ile beslenen çıkma gömlek giyen ve en acısı çıkma bir hayat yaşayan Mahsunun hikayesi bu, herkese iyi seyirler...